30 Eylül 2015 Çarşamba

Birisi

Galatasaray, UEFA kupasını kaldırdığı gün, Ankara'da Tunalı Hilmi'de her renk vardı. Sonra birisi sordu; bizim UEFA kupamız var, ya sizin? O günden beri BİZ olamadık.

Bursalılar ile kolkola maça girmiştik. Sonra birisi diğerinin bayrağını yaktı. O günden beri birbirimizin dengi değiliz. Benim babam seninkini döver boyutundayız.

Uzun yıllar sonra süper ligdeydik. Ankaragücü sezon açılışına gelmişti. Pankartla sahaya çıktılar, "sizi özlemiştik" dediler. 06-16-26 hayalleri kuruldu. Sonra birisi, birisini bıçakladı. Hayaller, intikama büründü.


1989... birisi hatalı sollama yaptığı için, Samsunspor kafilesinden 4 kişi öldü, biri sakat kaldı. Allah rahmet eylesin deyip geçtik.

2015... birisi Fenerbahçe kafile otobüsüne kurşun sıktı. Belki sırf kendi istediği için, belki de birisi öyle istediği için. Zevk aldılar, tüh dediler, denk gelmedi.


2005... Sırf birisi herkesi doldurduğu için koca milli takım, oyuncusuyla, hocasıyla İsviçreli oyunculara saldırdı. Türk futbolunun utanç gecesi yaşandı. Az bile yaptılar diyenler oldu.

  
Sadece birisi istediği için, gönül verdiğimiz takımın maçlarına gidemez olduk. Passolig almazsan, bankanın müşterisi olmazsan, maçlara gidemezsin dediler. En yakınımızdakiler sattı bizi.

Birisi istiyor diye, gönül verdiğimiz takımın maçları şifreli kanallarda yayınlanır oldu. Gittik satın aldık, sonra biz gol atınca üzüldü spiker, neredeyse ağlayacaktı. Ardından yeni şifreli kanallar çıktı. Müstehaktı bize.

Sonra anayasa değişsin dedi birisi. Yetmez ama evet dediler. Yetti lan, vallahi yetti.

Sonra sadece birisi istediği için ölmeye başladık. Öldük ya, öldük. Sadece birisi öyle istiyor diye.


Hep birisi yüzünden.

Birileri değil, birisi yüzünden.

Bunların hepsi, birisi de çıkıp durun demediği için. Biraz güce tapındığımız için, biraz dünya etrafımızda dönüyormuş gibi hissetmeyi sevdiğimiz için, biraz da bana dokunmayan yılan hesabı yaptığımız için belki de.

Günün birinde hepimiz çıkıp, bunlara DUR diyebilir miyiz?
Yeniden BİZ olabilir miyiz?
Şimdilik sadece hayal kurabiliyoruz. Onu da rakısız kuramıyoruz.
Tüm renklere, şerefe.

***
Fransızca olup da, Türkçe aranjmanı yapılmamış ender şarkılardan biri ile kapatalım. "Kemiklerim yakında rüzgarda savrulacak" diyen Raphael.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder